SAKLI YARAM

SAKLI YARAM

Kol kırılır yel içinde kalır, derler. Kimin gönlüne darlık verdiysek, onun muradına kast eylemiş oluruz.
Bir insanın umudunu elinden almak, onu yarım bırakmak demektir.
Bilmeliyiz ki hüzün durağında çok yolcu vardır. Her biri, içerine giren kara fırtınanın çıkmasını bekler fakat az bir gönül vardır ki “Yaramdan da yârimden de hoşum.” der. Gönül kapısından içeriye gireceksek şayet, kış içinde kalmış yüreğimizle sitemi bırakmalı, kanadı kırıklara baharımızı göstermeliyiz. Saklı yaranın içinde çok sır vardır; bu sırlar nice gönüllerin hazineleridir. Günü gelince hak ettiği gönüllere bu sırları ruhlar taşır. Ceset, ruhu terk edemez, ruh cesedi terk eder; senin ruhun da bir sırdır.
Kur’an-ı Kerim’de ise şöyle buyrulmaktadır:

SAKLI YARAM
Sana ruhtan sual ederler. De ki “Ruh Rabbimin emrindendir. Size ise ilimden ancak az bir şey verilmiştir. (İsra Suresi 85)
Her yöneliş bir iç çekiştir geçmişe ve her dağ kendi eteğine döker taşlarını. Eğer sen de dökmezsen gönüldekileri “Sırrın sır ola.” deriz ve şu beyitle sözümüzü tamamlarız:


Gonca dudağından söz açmak isterdim lâkin o nazik sırrı bilirim gizli gerektir. (Ahmedi) 7

@icreedebiyat sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: