EY MÜHİBBİM

EY MUHİBBİM

Gönlüme dem vurdu bu aralar bir bad-ı saba. İçimde saklanıyor, kaybettiğim kendimim bu defa. Kutlu ölüm kapımda dolaşıyor sanki. Her gecenin hüznü yüreğime oturuyor. Saklamak ne zormuş! Saklanabilmek daha da zor… Her şey bir gün düşecek bedenimden. Âsi rüzgâr savuracak bu defa. Belki de bu gelen düğün günüm, şeb-i aruzumdur benim. Hiçbir şeye kalmadı gayretim. Fânilik ağır darbeler bırakıyor gönlüme. Her yanında sevdiklerinin sesi yankılanıyor.
Üzülenler, ağlayanlar saf tuttu şimdiden. En çok, sevdiğine söyleyememek daha da acı oluyor. Günden güne kurulan cümleler sır tutuyor harf harf, kelime kelime. Manalar içinde, ağlayın gözlerimdeki yaşlar, hiç durmayın bu defa. Kan revan oluncaya dek içime akın. Susmak üşütüyor beni. Bu kez titriyorum gecelerde. Uyku dost minberi iken, düşman oldu ruhuma. Gözümü kapatsam, açamam gibi geliyor.
Ne bilmek ne görülmek ne duyulmak istiyorum. Ayrılık hançerlerini göğsüme batırmak, “Benim.” diyebilecek kadar olmamak istiyorum.

EY MUHİBBİM

Ey sözlerime güç veren, ey cümleleri konuşturan,
ey sinelerimi bir bir yakan,
ey benim muhibbim!
Al beni benden.
Sen al ki kimse içinde saklamasın beni, kimsenin yüreğine keder olmayayım.
Kimse dökmesin gözyaşlarını başını koyduğu yastıklara.
Kimseler kimsesi sensin, sen al.

@icreedebiyat sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: