Belki…

Belki…

Geçti derken yine tanıdık bir hüzün dolar kilitlenmiş kalp odalarına. Belki dersin zamanın ayaklarına sığınıp, belki lacivert gökyüzünü izliyordur o da belki

Belki aynı yıldızı tutmuşuzdur en parlak diye kim bilir. Belki o da düşünmeden ,sorgulamadan hayaller kurmuştur bizim için. Gece ayazlarının içime işleyen iç geçirişinin savurduğu nefesle ürpermiştir belki. Olmayacak bir şeye olmuyor diye ah edişin buruk gülümsemesi vardır dudak kenarlarında belki.

Belki tek kişilik kabuklarımıza iki koca yürek sığmıyordur sevgili. Belki yürüyen gönlümüzün peşine takılan aklımızı azarlayacak kadar büyüdük biz. Kaba bir hüznün aşina acıları değildi belki istediğim.

Anlamıştır belki uçurum diplerinin tanıdığı, aynı yerden kanayan ruhunu aya kurduğum salıncaklara gömdüğümü ve görmüştür belki benim olanı paylaşmayı ve aynılaşmayı sevmediğimi. Belki düşünmüştür ”Neden hiç ilk şarkımız olmuyor bizim?” Biliyordur belki ilkin sonu hazırladığını.

başka edebiyat bloglarına bakabilirsiniz.

2 thoughts on “0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: