AZ YAŞAYAN VARDIR YÜREKTE YANGINLARDA…
Tomurcuk açan çiçekler büyür de yayar kokusunu. Gönül, aldandığı saatlere sitem eder. Hiçlik yazılmıştır gökyüzüne. Doğan Güneş bizi yakar kavurur. Senden önce bir sen yoktur, aslında sen kendi içinde kaybolmuşsundur. Kaç söz anlatır hatıraları, kaç yangın söner kendi içinde? Tutuşan çıra gibi erir bitersin. Saçlarının aklarına bakar “Aynalar elimden tutsa, yoksa düşeceğim.” dersin.
AZ YAŞAYAN VARDIR YÜREKTE YANGINLARDA…
Tanıdık gelir her şey. Çektiğin çileler gibi ne alden anlayan var ne hâlini anlatacağın kimse. Şimdi söyle yâr, hangi hayat elemlidir? Yalnızlık kuytusunda umutsuz kalmak mı sevdiğine kavuşamasan da onun için yanmak mı söylesene? Duyuyor ama konuşamıyorsun; görüyor ama dokunamıyorsun; seviyor ama yanmaya korkuyorsun. Aşk iki şeyi kaldırmaz can: Bir vehmi, iki vazgeçmeye yüz tutmuş korkuları. Avuçlarını dayamadan, dudaklarına dokunduğunu anlayamazsın, hissedemezsin. Ne kadar yandığını çok söz söyleyen vardır “Seni seviyorum.” sözlerini sahte kalplere hapsederken. Lâkin az yaşayan vardır yürekte yangınlarla.
@icreedebiyat sayfamızdan ulaşabilirsiniz.